Son iki aydır sabitti sayı. Gelen giden yoktu ve ne yaparsa yapsın bunu değiştiremiyordu. Artık farklı yöntemler denemenin vakti gelmişti.
Son bir haftadır çeşitli hashtagler arasında dolandığı, hepsine var gücüyle bir şeyler yazdığı, onlarcasını takip ettiği ve takipedenitakipederim’cilerden biri olduğu halde gelen kimse yoktu. “Profil fotoğrafımda mı bir sorun var acaba?” diye düşündü önce. Kalkıp kendine çeki düzen verdi. Masasının ortasına aldığı bilgisayarın tam karşısında, çalışma koltuğuna yaslandı. Bir sigara yaktı. Kamerayı açtı. Klik.
Beğenmedi. Bir daha, sonra bir kez daha. Yaklaşık dördüncü sigarasında “oldu bu sefer, tamamdır.” dedi ve twitter’a girdi. Profil fotoğrafını yükledi ve hemen trendtopic kısmında öne çıkmış etiketlere baktı. Yalnızkalplertakipleşiyor vardı üçüncü sırada.
“koskoca gökyüzünün altında bir tek ben olamam yaralı” yazdı hashtagle birlikte. Bildirim sesi ile mutlu oldu, hemen açtı. 2 fav. 1 rt. Siktirsinler!
Böyle olmayacaktı. “71’in benle ne alıp veremediği var, ne boktan sayı lan, kaldık böyle.” dedi ve tam bu cümleyi yazacakken vazgeçti. Aklına süper bir fikir gelmişti.
Twitter aleminde sıkça karşısına çıkan ünlü kişilerin hesaplarını taradı. İlkin birine “bence çok haklısınız, harika yazmışsınız” diye bir cevap attı. O günkü makalesinin linkini paylaşmıştı bir gazeteci. Ses çıkmadı. Geçti.
Ardından ünlü bir mankene “o ses bende olsa bakkaldan süt istemeye utanırdım, bir de albüm yapmışsınız, yazıklar olsun” yazdı. Kadına gıcık olan birileri gelebilirdi takibe. Değişen bir şey olmadığı gibi mankenin “üff snne be slk!” cevabıyla sinirlendi. Uzatmadı.
Twitter fenomenlerinden birinin yeni çıkan kitabıyla ilgili bir tartışma dönüyordu. Hemen oraya atladı. Takipçi sayısı 17K olan bu salağın yanında duracaktı. “kitabınız hayatımı değiştirdi, siz başkalarına bakmayın, yazmaya devam :)” yazdı. Bildirim ışığı ve sesiyle heyecanlandı. 22 favori, 12 retweet. Takipçi sayısı bildirimi gelmemiştir diye hemen takipçilerini tıkladı. 70!!! 1 kişi gitmişti!
Bilgisayarında kayıtlı takipçi isimlerini tek tek kontrol ederek gideni bulması yaklaşık 20 dakikasını almıştı. Buraya ilk kaydolduğu, ilk hesap açtığı zamanlarda kendisini takip eden, bir iki kez karşılıklı olarak çeşitli yazarlara ait sözler paylaştığı biriydi. Onca zamandır aktif olmayan bu hesap bugünü bulmuştu demek ki online olacak! Aptalca şeyler yazan bir fenomeni öven sözlerine katlanamamış ve takibi bırakmış olmalıydı.
Bunları düşünürken bildirim sesi geldi. 1 yeni takipçi! İşte bu! Oluyordu galiba. Açmadan önce bir sigara yaktı. Hesabın ismine tıkladı. Ve pofff! Takip eden 5, takip edilen 1766! tweet sayısı 1! yalnızca 1!
“Ev mi arıyorsunuz? Ev mi satacaksınız? O zaman takipte kalın! Ararbulur Emlak çok yakında sizlerle!”
Sigarasını tablada ezerek söndürdü. Sakince ayağa kalktı. Bilgisayarını, çantasını ve ceketini alıp dışarı çıktı.
Ararbulur Emlak neredeyse gidip onu bulacak ve sonra da bilgisayarını kafasında parçalayacaktı.
İşte her şey böyle başladı.
***